14.12.2016
0
0
ANTİK LİKYA YOLU
Antik Likya Yolu günümüzde Teke Yarımadası olarak adlandırılan Antalya ile Fethiye körfezleri arasında bulunan ve Akdeniz’e uzanan yarımadadır. Bu yarımada coğrafyada ise Likya olarak adlandırılmıştır. Ayrıca bölgenin Güney sınırı Akdeniz ile belirlenmiş, doğu, batı ve kuzey sınırları ise tarihi süreç içinde dönemlere göre değişiklik göstermiştir. Fakat antik yazarlara göre, Antalya’nın hemen batısından başlayıp güneybatıya doğru uzanan Beydağları, Akdağ silsilesi ve onların kuzeybatı doğrultusundaki uzantısı, Likya’nın kuzey sınırını oluşturmaktadır.
Homeros Troia savaşlarını anlatan ünlü İlyada destanında Likyalıların Glaukos ve Sarpedon önderliğinde Akhalara karşı Troialıların yanında yer aldığını anlatılmaktadır. Likya İ.Ö. 545 yılından itibaren Pers Kralı Harpagos’un zaptı ile Pers yönetimine girip 480 yılında Kral Xerxes’in Yunanistan’ı zaptı için oluşturduğu donanmaya 50 gemi ile katılmıştır.
Pers istilası İ.Ö. 334 yılında Makedonyalı Büyük İskender’in İstanbul Boğazını aşıp Anadolu’ya geçişi ve İ.Ö. 333′de Granikos Savaşında Persleri yenişi ile sonlanmıştır. 802 yılında Likya ve Karya bölgesi Abbasiler tarafından ele geçirilmiştir. 10. yüzyılda Likya ve tüm Akdeniz Bizans hakimiyetine girmiştir. 1155′den sonra Selçuklu hükümdarı II. Kılıç Arslan’ın Bizans ordularını yenmesiyle birlikte Likya Türkmenlere açılmıştır.
1204′ten sonra tüm Likya Türklerin eline geçmiştir. Likya bölgesi, büyük, orta ve küçük ölçekli kentler, liman kentleri, askeri ve yarı çiftlik ve kule yerleşimlerinden oluşmaktadır. Bölgede görünür kalıntıların çoğu Roma ve Bizans dönemine aittir. Dağlarda yoğunlaşan yerleşimlerde zeytinyağı işlikleri, şarap işlikleri ve tarım terasları mutlaka rastlanan kalıntılardır. Nüfusun büyük çoğunluğunu barındıran bu kırsal yerleşimler, hem kendilerini, hem de bağlı oldukları büyük kentleri beslemektedir.
Likya Yolunda Yürüyüş
Antik Likya Yolu, dünyanın en uzun 10 yürüyüş yollarından biridir. Antik Yol, 19 adet antik kentten ve birçok sahilden geçmektedir. Likya yoluna başladığınızda Fransız Grande Ranndonee sistemiyle işaretlenmiş olan kavşak ve noktaları görebilirsiniz. Bu sayede Likya yolunda kaybolmadan yürüyüşünüzü tamamlayabilirsiniz. Patikalarda her 50 metrede bir toprak yollarda ise 200 metrede bir işaretlenen kırmızı-beyaz çizgiler sayesinde yolunuzu takip edebilirsiniz. Kırmızı boya ile çizilmiş “Çarpı” işaretleri patikadan sapıldığını ve işaretin başında olan kısımdan devam edilmesi gerektiğini göstermektedir. Üst üste çizilmiş olan kırmızı-beyaz çizgiler bir yol ayrımı olduğunu işaret etmektedir. Ağaçlar ve kayaların üzerine yapılan işaretler sayesinde hiçbir teknolojik alet kullanmadan Likya yolunu tamamlayabilirsiniz.
Antik Likya Yolu Etapları
Antik Likya Yolu’nun başlangıcı Fethiye, bitişi Antalya olarak kabul edilmektedir. Likya yoluna yürüyüşe 2 etaptan başlanılabilir. İlk etapta Faralya Köyü, Dodurga Köyü, Sdyma, Pınara, Letoon, Xanthos ve Patara bulunmaktadır. İkinci etapta ise Antiphellos, Apollonia, Simena, Myra, Limyra, Edrasa ve Olympos yer alır. Günde yaklaşık 25-30 kilometre yürüyerek Antik Yolu ortalama 20-25 günde bitirebilirsiniz.
Likya Yolu Üzerindeki Antik Şehirler
Antik Likya yoluna başlangıç için Fethiye kabul edilirken bitiş için Antalya gösterilmektedir. Tarihi yolun uzunluğu yaklaşık 509 kilometre uzunluğundadır. İçerisinde pek çok antik kent ve tarihi yapı bulunan Antik Likya yolunu baştan başa tamamlamak için neredeyse 1 aylık bir serüven gerekmektedir. Antik Likya Yolunda 11 adet antik kent bulunmaktadır. Bu antik kentlerin bazıları günümüze kadar ulaşmasa da halen o döneme ait kalıntıları bulmak mümkündür. Bu antik kentler Pınara, Sidyma, Xanthos, Pydnai, Letoon, Antiphellos, Phellos, Apollonia, Aperail, Simena ve Olympos kentleridir.
Pınara Antik Şehri
Pınara Antik Şehri Fethiye’ye 45 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. Yuvarlak bir tepe üzerinde kurulu olan antik kente Likya dilinde yuvarlak anlamına gelen “Pinara” ismi verilmiştir. Depremler nedeniyle ağır hasarlar gören Pınara Antik Şehri içerisinde lahitler, hamam ve tiyatrolarda gezebilirsiniz.
Sidyma Antik Şehri
Fethiye’nin Dodurga ve Boğaziçi köyleri yakınlarında bulunan kentin yakınlarında yaşam yerleri olsa da adeta doğa içerisinde bir konumdadır. Sidyma Antik Şehri‘nin girişinde Roma dönemine ait olduğu düşünülen yüksek anıt mezarlar ve süslü sütunlar mevcuttur.
Xanthos Antik Şehri
Xanthos Antik Şehri, Likya Uygarlığı’nın en büyük idari merkezlerinden antik kent bir çok savaşa maruz kaldığından pek çok eser zarar görmüştür. Ayakta kalıp, hala günümüze kadar ulaşabilen kaya ve lahit mezarları, tiyatrosu ve kiliseleri ziyaret edilmesi gereken yerlerin başında gelmektedir. Ayrıca Xanthos Antik Şehri UNESCO Dünya Mirası Listesine alınmıştır.
Pydani Antik Şehri
Pydani Antik Şehri, Fethiye yakınlarında en güzel sahillerinden olan Patara plajının batısında yer almaktadır. Şehrin günümüze kadar ulaşabilmiş tek bir sur parçası bulunmaktadır. Depremler nedeniyle surun tamamı ayakta kalamamıştır.
Letoon Antik Şehri
Letoon Antik Şehri, içerisinde bulunan tapınakları ile ön plana çıkmaktadır. Antik şehirde bulunan Leto Tapınağı mitolojiye göre Zeus’tan hamile kalan Leto adına yapılmış bir tapınaktır. Şehir içerisinde Leto’nun çocukları adına yapılmış olan Apollon ve Artemis tapınakları da yer almaktadır. Tapınakların bazı kesimleri ve antik şehir tiyatrosu günümüze kadar ulaşmayı başarabilen yapılardandır. Ayrıca Letoon Antik Şehri 1988 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine alınarak koruma altına alınmıştır.
Antiphellos Antik Şehri
Antiphellos Antik Şehri, Kaş’ın Likya dönemi isimlerinden olan antik şehirdir. Kaş, antik şehrin üzerine kurulduğu için günümüze ulaşabilen yapısı oldukça azdır. Ancak antik şehrin önemli yapılarından olan Antiphellos Kral Mezarı ve Antiphellos Antik Tiyatrosu günümüze kadar ulaşan yapılardır. Antiphellos Antik Şehri‘nde bulunan bu yapıları dilediğiniz zaman ücretsiz bir şekilde ziyaret edebilirsiniz.
Phellos Antik Şehri
Phellos Antik Şehri Kaş’ın Pınarbaşı köyünde bulunmaktadır. Günümüze kadar ulaşan surları bu şehrin bir savunma kenti olduğunu göstermektedir. Akropolün batısında bulunan ev tipi kaya mezarları kentin ev mimarisini göstermektedir.
Apollonia Antik Şehri
Apollonia Antik Şehri, Kaş’a 22 kilometre mesafede bulunmaktadır. Kekova Yolu üzerinde bulunan antik kent, bir kayalık üzerinde bulunmaktadır. Kenti çevreleyen surların günümüze ulaşan kısmında bir kilise mevcuttur. Bununla beraber kilise dışında yapılardan olan 6 prizmalı gövdeli mezar anıtı, hamam ve tiyatrolar günümüze kadar ulaşan yapılardır.
Aperial Antik Şehri
Aperial Antik Şehri, Kaş ve Kekova arasında Sıçak yarımadasının eteklerine kurulmuş bir antik şehirdir. Bu sebeple adada bulunan kalıntılar deniz seviyesindedir. Bu özelliği ile Aperial Antik Şehri ve kalıntıları tekne turları ile görülebilmektedir. Şehirde Likya döneminden kalma yazıtlar ve sikkeler mevcuttur. Kentin günümüze kadar ulaşan rıhtımı ve rıhtıma bağlı yapıları sular altında kalmıştır.
Simena Antik Şehri
Simena Antik Şehri, Kaş ile Finike arasında bulunan Kaleköy’de yer almaktadır. Antik şehirde bulunan kale, halen daha ayaktadır. Antik kentte sular altında kalan kaya mezarları da mevcuttur. Depremlerden dolayı şehrin büyük bir kısmı sular altında kalmıştır. Ancak diğer kısımları halen gün yüzündedir.
Olympos Antik Şehri
Olympos Antik Şehri Antalya’ya 80 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. Anadolu dillerinde “Yüksek Dağ” anlamına gelen antik kentin ortasından Akçay Nehri geçmektedir. Bu nehir kenti, bir liman kenti haline getirmiştir. Günümüzde yemyeşil doğası ile ön plana çıksa da kent içerisinde çok sayıda tarihi kalıntılar bulunmaktadır.
Bölgede meydana gelen doğal felaketler ve salgın hastalıklar kentlerdeki yaşamları derinden etkilemiştir. Bunlardan en önemlileri 141, 240, 385, 529 yıllarında meydana gelen depremler ve 542 ile 1346-1347 yıllarındaki veba salgınlarıdır. Salgınlar nedeniyle birçok insan göç etmek zorunda kalmıştır. Deprem sebebiyle kıyı bölgelerinde oluşan yıkımlar, iç bölgelerdeki yerleşimlere önem katmıştır.